Yeni Ay ve Etkileri – 18 Aralık 2017
Yeni Ay ve Etkileri – 18 Aralık 2017

Yeni Ay ve Etkileri – 18 Aralık 2017

Uzun süredir “Neden yazmıyorsun?” diye soruyorsunuz. Sağ olun, var olun.
İnsan bazen durmaya, beslenmeye, dinlemeye ihtiyaç duyuyor.
İçselleştirmeden, sindirmeden yazmak yıllardır içime sinmiyor. Gereklilik diye düşünüp yaparsam, benden olmuyor. Ondan yazmadım uzunca bir süre…
Geçen zamanda çok şey birikti tabi. Akacağı gün bugünmüş.

18 Aralık sabahı, İstanbul saatiyle 09:31’de Yay burcunda yeni ay doğacak. Aynı akşam, çok özlediğimiz Yeni Ay Meditasyonu ve Yeni Başlangıçlar Ritüeli yapıyoruz. Akışını paylaşmak için çokça sabırsızlandığım bir deneyim tasarladım. Gelin, paylaşalım.

Yeni aya dönersek…
Yorumlaması epey zorlu bir alana düşüyor yeni ay. Eski notları epeyce karıştırdım hani…
Bilinmeyen, tanımlanması zor, derinlere gizlenmiş, birilerine anlatabilmek zor diyor temalar…
Zaman kavramı düşüyor aklıma sonra.
Yaşam dersleri, yavaşlık, sabır, olgunlaşmak geliyor arkasından.

Bilinmeyen, gizlenmiş diye giriş yaptığıma bakmayın.
Aslında gayet de bildiğimiz yerden geliyor sınav konuları da biz bilmezden/görmezden gelmeye çalışıyoruz sanki.
Tekrar tekrar yaşadığımız bir takım döngülerin, iç dünyalarda yarattığı hayal kırıklıkları var bir süredir. Acılar, hayal kırıklıkları halen tazeymiş gibi geliyor. Bıkkınlık var hatta.
Çözememekten, ilerleyememekten, becerememe hissine tahammülsüzlükten kaynaklı bir bıkkınlık. Bu bıkkınlıkla “Ne yapacağımı bilmiyorum!” diyoruz belki.
Yorulmuşuz. Pes etmek geliyor içten. Pes de edemiyoruz. Nereye varacağını göremediğimiz yoldaki çözümsüzlüğün tahammülsüzlüğü ile, belirsizliğin rahatsızlığı arasında top oynuyoruz.
Herkes kendi konusunu biliyor. “Onu bile bilmiyorum.” diyecek kadar inkara geçti ise iç dünyanız, 2017 yılına bir bakın.
En çok kafanızı ne meşgul etti? Geceleri düşünmekten, uykudan güzelim dakikalar çalan neydi? Başı kesik tavuklar gibi etrafta dolaşıp, herkese anlatmaya, fikir almaya çalıştığınız (veya dillendiremeyip kendi kendinize içinize içinize konuştuğunuz/ağladığınız) konu neydi?
Aynı hikayeyi farklı yerlerde, farklı kişilerle dönüp dönüp oynadığınız bir konu olmalı. Bu oyuna her başladığınızda “Bu sefer farklı olacak.” zannetme hali; mekan ve kişiler değişse de farklılığın olmaması, çözümsüzlük hali tanıdık geliyor mu?
Umudu sık sık kaybedip sonra nedensiz tekrar varlığını hissettiğiniz günler…
Minicik adımlarla yürüdüğümüz bir yol orası. Adımlar öyle minik ki çoğu zaman fark etmedik; fark ettiklerimizi takdir etmedik. Ama dürüst olalım, epeyce yol geldik. Deneyimledik. Düştük, kalktık, derslerimizi aldık, sonra aynı dersten bir daha kaldık, yeniden başladık.
Derinlerinize bakın. Yüzeyde aramayın.

2017 yılı kapanırken kafalarda yine aynı konular, aynı düşünceler…
Bu yeni ay, bunlara son bir defa atıf yapıyor.
Ama bu sefer 4 güçlü mesajla. Mesajların tercümesi benden, sonrasında aksiyonu sizden…

MESAJ 1: Sende bir cevher var.
Nedir o? O her ne ise kimse tutup işaret etmeyecek. Sen bulup çıkaracaksın. Hak ettiği değeri önce sen vereceksin.
Elindekinin değerini bilmeden yakınarak geçirilen günlere ne kadar da yazık.
Senin cebinde neler var? Sana dair, mükemmel olmayan, mükemmel olmak zorunda da olmayan, ama senden olan, sen hissettiren, senin ruhuna iyi gelen…
Onları sen biliyorsun ve ancak cebinden çıkarıp masaya SEN koyabilirsin.
Bırak, başkaları değer vermesin. Sen, sendeki neye değer veriyorsun?

MESAJ 2: Çabalamalısın.
Çaba, bu dünyadaki en değerli yakıt.
Aklına “Artık ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.” cümlesi düşüyorsa yalnız değilsin. Ama çabadan vazgeçmeyeceksin. Hayata küsmeyeceksin. Kendine küsmeyeceksin. Çabaya devam edeceksin. Yorulduğunda dinleneceksin. Ve sonra tekrar çabaya devam edeceksin.
Aynı kişilerle konuşmayı, aynı şeyleri okumayı, aynı şeyleri söylemeyi bırakıp yeniye yer açabilir misin?
Yeni bir şeyler deneyebilir misin?
Bilinmezden, yeniden korkmak gayet insani…
Ama korkuyorsun diye denemeye kalkmamak korkaklık.
Korkan ol da, korkak olma. Bu ikisi farklı, bir düşün derim.

MESAJ 3: Tahammül etmeyi öğren.
Söylemesi kolay, yapması zor kontenjanından…
Sabretmek, tahammül edebilmek, beklemek kolay şeyler değil. Hepimiz bedenle ve zamanla sınırlanmış varlıklarız. Günler geçiyor. Yaşlanıyoruz. Zaman daralıyor. Ve sabretmek, tahammül etmek zorunda kalıyoruz. Bunlar olurken hayatı kendine zehir etmeden, sadece olanı hissederek yaşamak mümkün.
Bunların varlığı gülümsemeye engel değil. Daha bugün karşılaştığım bir cümleyi paylaşayım: “Gülümsemek araba sileceği gibidir. Yağmuru durdurmaz ama ilerlemenizi kolaylaştırır.
Bende işe yarıyor. İlerlememi kolaylaştırıyor. Her ne olursa olsun YENİDEN gülümsemeye devam edelim mi? Denemeye ne dersin?

Mesaj tahammül etmek olunca kendimi tutamadım. Bir önerim daha var bu konuda: Kabul etmeyi öğrenmek.
Tahammülü çok kolaylaştırıyor. Direnç ortadan kalktığı için gerilim bitiyor, rahatlatıyor.
Kabul etmeyi NASIL öğreneceğim dersen…
Son iki senedir yoğun bir şekilde psikoloji alanına odaklanmış durumdayım. Çokça okuyorum, araştırıyorum, deneyimliyorum. Benim için çok değerli bir şey öğrendim. Bana göre kabul edebilmenin kapısını anlamaya çalışmak açıyor. Anlamaya çalışmak için merak etmek ve hep sormak gerekiyor. Sonra dinlemek gerekiyor. Hissetmek gerekiyor. Daha çok sormak, daha çok dinlemek gerekiyor. Anlamaya çalışma niyetini hayatın her anına taşımak gerekiyor. Bu niyet ve çaba şefkatin, derin bağların, şifanın kapısını açıyor.
Söylemesi kolay, yapması zor, ama yapınca ödülü büyük.

MESAJ 4: Umuduna sarıl ve mucizelere inan.
Zorlu geçen ayların ardından ne umudu, ne mucizesi! Hal mi kaldı?” diyorsan orada dur. Yaşam devam ediyor.
Yeni ayın en güçlü ve en tatlı mesajı bence bu. Ondan sona sakladım.
Umuduna sarıl ve mucizelere inan!
Bu ikisi, mucizeleri görebilmenin ve hayatına alabilmenin anahtarı. İç karartan siyah at gözlüklerini çıkar. Hak ettiğin hayat için, kendine ve mucizelere inanmaya YENİDEN başla.
İnanırsak oluyor. Olacak. Yeni ay bunu hepimize vaad ediyor.
İnancını güçlendirmeye, ilham almaya ve rahatlamaya ihtiyacın varsa, paylaşacağım Yeni ay Meditasyonunda buna dair kalbe dokunacak şeyler var. Gel paylaşalım. Birlikte yeniden inancımızı tazeleyelim.

Sevgilerimle,
Burcu Vurkaç
14 Aralık 2017, İstanbul