Rüzgarla dans etmeden, yağmurda ıslanmadan, güneşte yanmadan ilerleyemiyorsun hayat yolunda.
Hepsinin ayrı tadı, öğretisi var.
Zorlayabilir, okşayıp gülümsetebilir…
Direndikçe acıyı keşfediyor insan.
Uyum sağlamayı öğrendikçe rahatlıyorsun.
Kaybı kabul edip yasını tutarsan… İşte o zaman küllerinden yeniden doğuyorsun.
Ve artık hiç bir şey eskisi gibi olmuyor.
Büyüyorsun.
Anlıyorsun.
İllüzyon dumanı dağılıyor.
Gerçeklik başlıyor.
Gerçekliğin tadı çok güzel!
***
“Yeni aylar yeni başlangıç dönemleridir.” der dururum yıllardır.
Bu yeni ayda hiç bir gezegen geri gitmiyor.
Tüm gökyüzü, “Tam yol ileri!” diye avaz avaz bağırıyor adeta!
“Yolumuz açık!” diyerek başlayalım.
RUHU AÇ İNSANOĞLU
İnsanoğlu bazen içinde bir açlık taşır.
Bu yeni aya yaklaşırken, birkaç haftadan beridir açlık iyice kendini belli etti.
Acele ettiriyor içten içe.
Geçen zaman, büyük bir kayıp gibi geliyor.
Belirsizliğe, ne zaman doyacağını bilmemeye tahammülün artıyor belki de açlık dinmiyor.
En fenası açlığını nasıl doyuracağını bilmemek.
Tanıdık geldi mi bunlar?
SORU: Sen neyin açlığını çekiyorsun?
Konuyu tespit edebiliyorsan işimiz kolaylaşıyor.
Tespit edemediysen, dürüstçe dönüp kendine bakman gerekiyor.
Meditasyon işe yarayabilir.
ÖNERİ: Yeni Ay Meditasyonu ve Yeni Başlangıçlar Ritüelimiz 17 Ocak Çarşamba akşamı saat 20:00’de BodyFit Nişantaşı’nda.
Temel ihtiyaçlarımız gündemde bu sefer.
Neye ihtiyaç duyduğumuz bir süredir iyice bilincimize yerleşmiş durumda.
Sevgi, ilgi, aşk, ilişki, yakınlık, sağlık, huzur, para, güç, statü…
Bazen kabul etmek istemiyoruz.
Bazen ihtiyacımızı görmezden geliyoruz.
O zaman içindeki aç bebek ağlıyor, huysuzlaşıyor. Merkezinden kopuyorsun.
Bazen de o ihtiyacı nasıl karşılayacağımızı bilmiyoruz.
Çaresizlik, beceriksizlik hissediyor; bunlara tahammül etmek yerine odağı başka yere çeviriyoruz.
Ama ortada açık seçik bir ihtiyaç(lar) listesi var.
SORU: Hayatının bu döneminde en çok neye ihtiyaç duyuyorsun?
CEVAP, ilk kalbine düşen, içinden en çok yükselende gizli.
Ailenin, çevrenin, toplumun senden ne beklediğinde değil!
***
Oğlak burcunda yoğunlaşan gezegen birikimi, kalıcı ve gözle görülür sonuçlar için yola çıkacağımızı anlatıyor.
Yolumuz uzun; yolculuk geniş zamana yayılacak.
Atılacak adımlara, meyve verme sözü veriyor gökyüzü. NET!
Sabrını istiyor bir yandan da…
Kararlılığını istiyor.
Kalmanı istiyor.
Olmanı istiyor.
Sözünde durmanı istiyor.
Derininden gelene, HİSSETTİĞİNE kendini adamanı istiyor. Sana diretilene, öğretilene değil…
Yeniye şans vermeni istiyor.
Bilinmez karanlığa balıklama atlamanı istiyor. Su derin, tatlı ve ılık; garantisini veriyor.
Kendini bırakanların yüzünde nefis gülümsemeyle “Su çok güzel, gelsene!” diyeceklerini görür gibiyim 🙂
***
Doğum sancılarını epey bir süredir çektik.
“Hiç bir şey yapmadım, hazırlanmadım.” diyen bile aslında değişti, dönüştü.
Hayat sadece yapmaktan ibaret değil. Olmak, durmak, gözlemlemek de var.
“Dönüşmek için dur, olmak için yap!” sözünü hatırladınız mı?
Sen hangisindeydin?
Şimdi hangisinde olacaksın?
Her şeye hazır olmak diye bir şey yok hayatta.
Şimdi, hepimiz yeterince hazırız. Bu fazlasıyla iyi!
Oğlak burcu toprakla, dünyevi olanla ilgilidir.
Bu yeni ayda;
- Uygun toprağa, uygun zamanda, uygun tohumları ekmenizi dilerim. Uygunluğu NASIL anlayacağım Burcu?
Tekrarlıyorum. HİSSEDİYORSAN uygundur. - Ektiğiniz tohumlara ihtiyacı olan bakımı vermenizi dilerim.
- Tüm bunları yapacak umudu, gücü ve sabrı dilerim.
- Hangi ihtiyaçla yola çıktığınızı hep hatırlamanızı dilerim.
- Hasat zamanı geldiğinde yüzünüzü çokça güldürecek bereketi dilerim.
Diliyorum, ama biliyorum; hepsi mümkün!
Gökyüzünün sözü var!
Sevgilerimle,
Burcu Vurkaç
15 Ocak 2018, İstanbul