2020 yılının ilk astrolojik yeni ayı, 25 Ocak Cumartesi gecesinin ilk saatinde doğuyor. Kova burcunda doğacak olan bu etkileşimin analizini yaparken içim umutla doldu.
Umudu yaymaya vesile olmak ne güzel!
***
Umudu beslemeye ve umut tohumları atmaya niyet ettiğim, bu ayki Yeni Ay Meditasyonu ve Yeni Başlangıçlar Ritüelini, 25 Ocak Cumartesi saat 14:30-16:00 arasında, BodyFit Nişantaşı’nda yapacağım.
Her yeni aya özel, astrolojik analizlerime dayalı meditasyon senaryoları yazıyorum ve bu etkinlikte paylaşıyorum biliyorsunuz. İçinden geçtiğimiz dönemin enerjilerini idrak etmek ve kendi yolculuğuna dair ilham almak, derinlere bakmak isteyenleri bekliyorum. Dinlenmek ve pamuk gibi olmak da bonusumuz.
Malzeme hazırlığı yapmak için, rezervasyon yapmanıza ihtiyacımız var. BodyFit Nişantaşı’nı arayıp isminizi yazdırabilirseniz harika olur.
Bir de isimler geldikçe, paylaşmaya dair hevesim, neşem nasıl katlanıyor, yüzümden kocaman gülücük olarak dünyaya taşıyor bir bilseniz…
Bu yazıyı kaleme almadan önce, bu ayki meditasyon senaryoları su oldu aktı içimde. Önce onları yazdım. Geleceğe dair umut ve neşe tohumları atmaya çok çok hevesliyim bu ay!
***
Her yeni ay, yeni başlangıçları destekleyen enerjiler taşır. Artık yıllardır okuya okuya bunu ezberlediniz, biliyorum. Bu ay 4 derece Kova burcunda oluşan yeni ayın, diğer tüm gezegenler, noktalar, yıldızlar ve evlerle yaptığı etkileşimleri anlamamız gerekiyor.
Başlıyoruz.
Bu yeni ayın mesajları tertemiz ve umut dolu.
Gelecek Nesillere Miras Bırakmak
Dünyayı daha güzel bir yer yapmak, insanlığın gelişimi, kendi yaşamını anlamlandırmak ve sonsuzluğun için gelecek nesillere ne bırakabilirsin?Ana sorumuz bu.
Sanatçı olanlar için bu soruyu yanıtlamak kolay. Bir kitap, bir resim, heykel, öykü, kalbe dokunan bir söz, bir bina…
Bir bilim insanı için yeni buluşlar, teknolojinin gelişmesine, bilime katkıda bulunmak…
Peki ya kendini sanatçı veya bilim insanı olarak nitelendirmeyen, sıradan insan ne bırakabilir gelecek nesillere?
Gelecek nesillere bırakacak neyin var kendini sıradan sanan sevgili okuyucum?
Fikirleri tetiklemek için ben birkaç örnek vereyim.
Ailesi olabilir insanın. Sevgiyle, ilgiyle yetiştirdiği çocukları olabilir. Sevgiyle yetişen nesiller miras bırakabilir insan. Geleceği şekillendirecek çocukları yetiştirebilir bir anne.
İnsanlığı iyileştirecek, şifalı yemekleri yapabilir bir aşçı.
Düşünmeyi, sorgulamayı öğreterek, merak etme, okuma hevesi yaratarak aydınlık beyinler yetiştirebilir bir öğretmen.
İlaçların değil, sağlıklı yaşam koşulları yaratmanın insanlığa şifa vereceğini anlatabilir, öğretebilir bir doktor.
Aşkı, sonsuz sevgiyi, özen göstermeyi ve derinleşmeyi dibine kadar yaşayıp, önce kendilerini, sonra dünyayı güzelleştirebilir bir çift.
Örnekler çoğaltılabilir. Ama önemli olanı verebildim bence: Yaratım denen şey sadece sanatla, bilimle sınırlı değil.
Yaratım sınırsız.
Gelecek nesillere bırakabileceklerimiz sonsuz.
Kendini sıradan sana her insan, içinde koca bir evreni taşıyor.
Bize bunlar öğretilmedi, ondan inanmak zor geliyor.
Oğlak Güneş Tutulmasından yani Aralık 2019’dan beri benzer temaları aktarıyorum. Çünkü, astrolojik etkiler üst üste güçleniyor.
İnsan, hayatının anlamını, yaşama ve gelecek nesillere bırakabileceği mirası öyle bir günde yaratamıyor.
Yaratacağımız miras her ne ise, tutarlı çaba istiyor. Kararlılık istiyor. Düzenli çalışma istiyor. Disiplin istiyor. Sabır istiyor.
Kendi en iyi versiyonumuza ulaşmak, yapabileceğimizin en iyisini yapmak için ne gerekiyorsa yapmamızı, dağları tırmanmamızı istiyor.
Full Oğlak burcu temaları farkındaysanız.
Bu temaların sonuncusu ve en önemlisi, somut adımlar istiyor.
Düşüncede kalmayın. Adım adın, hareket edin.
Fiziksel bedenlerimiz uğraşsın, bir yerden bir yere gitsin gerekiyorsa. Yaratım için fiziksel efor sarf edin.
Düşüncede kalmayın.
Korku bitti!
Tüm bunlar sert, acı verici, korku ve endişe dolu olmayacak.
Korku bitti!
Geleceğe miras bırakacağınız o büyülü, güzel yaratımlar düşük enerji frekanslarında yaratılmaz. Sevgi, heves, tutku, canlılık, neşe frekanslarında yaratılır. Oğlak’ın karşısındaki Yengeç bize tutulmalarla bunları anlattı. Çaba deyince sertleşme. Yumuşaklık, şefkat, kucaklayıcı ve besleyici olmak, dişil olan kazanacak. Bu çok önemli bir detay! Kazanan olmak istiyorsan bu paragraftaki nitelikleri bir daha oku lütfen.
Yukarıda bahsettiğim frekanslar yaşamınızda yeterince yoksa, bunları yeterince deneyimleme sorumluluğunu almanız gerekiyor. Frekansınızı yükseltme sorumluluğunu alın.
Temiz beslenin, egzersiz yapın, doğada vakit geçirin, meditasyon yapın (bizim meditasyonlarımıza gelin, spotify’daki meditasyonlarımı dinleyin:) ), frekansınızı yükselten kişilerle yaşamınızı paylaşın…
Özetle, frekans yükseltme meselesini önemseyin. Araştırın. Öğrenin. Bir şeyler yapın.
İnsanlık, frekansı yükseldikçe ilerleyecek ve yükselecek.
Yaşama, frekansınızı yükselterek katkıda bulunun.
Frekans konusu çok büyülü! Konuyu saptırmaya kesinlikle değerdi! Konumuza dönelim. 🙂
***
“2020’nin ilk ayı bitecek, ben hâlâ ne yapacağımı, ne yaratacağımı bilmiyorum.” diyenler var bir de.
Eğer bu gruba dahilsen lütfen kendine kızma.
Frekansını düşürme kızarak.
Bu gruba net bir sözüm var: Aslında ne yaratacağını biliyorsun.
Ama taşlar henüz yerine oturmadığı için idrak edemiyorsun. Herkes gibi sen de çoktan bu yaratım enerjsiyle sarıp sarmalandın.
Bir tohumun içinde, neye dönüşeceğinin tüm bilgisi vardır.
Senin içinde de var!
Aklına bir şeyler geliyor olabilir ama şimdi sana vereceğim ipuçlarını takip etmeni isteyeceğim.
Ne demiştik? Enerjiler sevgi, merak, heves, neşe ve canlılığı vurguluyor. Bunları hissettiğin yerlere yönel. Minicik bir sohbet, bir mekan veya okuduğun bi satır sende bu hislerden en az birini tetikliyorsa bunu önemse, arkasından git. Merak et. Araştır. Çabala. Tohum küçücük bir şeydir malum. Yine de yıllara meydan okuyacak asırlık ağacı ve ormanı yaratabilir.
Eğer arzuların, yoksunluk duyduğun, kaygı, korku veya karamsarlığı yoğun hissettiğin alanlarda ise dikkat. Yoksunluk duyduğun o alanda hissettiklerin frekansını düşürdüğü sürece, orada en büyük eserini veya arzularını yaratamazsın. O alanı veya konuyu odağından bir süreliğine çıkar. Bir şeyi odağından çıkarmak, yerine yeni bir şey koymakla mümkün.
Odağını sevgi, neşe, heves, merak hissettiğin alana çevir. Doğru yolun orada. Hislerin sana boşu boşuna rehberlik etmiyor; onları dinle.
Direnmeyi bırak. Frekansını düşüren alanları düşünüp durmayı, oralarda çektiğin yoksunluğa isyan etmeyi, enerjini o alana dair konuşmaya ve savaşmaya harcamayı bırak.
Orası senin beslenme alan değil, en azından şimdilik.
Odağını iyi hissettiğin alana çevirmek seni değiştirecek.
İşte bu değişim, acılı değil, tam tersi mutluluk ve anlam dolu.
Bunun için çabalamaya değer.
Senin için doğru alanı bulduğunda kaygılar ortadan kalkacak.
Belki, boyundan büyük işlere kalkıştığını düşüneceksin.
Olsun, çabalamaya devam et!
Önce kendine, sonra tüm insanlığa katkın olacak. Yaşamının anlamını bulduğunda, geleceğe miras olarak ne bırakacağın derdi kalmayacak. Yaşam senle inşa olacak ve akacak.
En büyük eserlerin ve yaşama katkın kendiğinden, hevesle akacak.
İşte Kova yeni ayının bize çizdiği tablo bu.
Geleceği yaratan mı olacaksın?
Ait olmadığın, seni zehirleyen alanda kalmaya direnen mi?
Hangisi hafif hissettiriyor?
Cevapları verdiysen, düşüncede kalma, harekete geç.
Sevgiyle,
Burcu Akçimen
20 Ocak 2020, İstanbul