Yeni Ay ve Etkileri
Yeni Ay ve Etkileri

Yeni Ay ve Etkileri

29 Eylül 2019 Pazar gecesi Terazi burcunda astrolojik yeni ay doğacak. 

Yeniye niyet etmek, karar vermek, değişmek, dönüşmek, ekim yapmak, başlamak için bir fırsat daha!

Ruhsal Hava Durumu

Kalpler kırık. Havada hüzün var. Nedeni belli değil. 
“Niye küskünsün? Neden solgunsun?” diye sorsalar…
“Bilmiyorum.” diyebiliriz sadece. 
Aslında bilmek istemiyoruz. 
Bilmekten kaçıyoruz. 
Kendimizle yüzleşmek istemiyoruz. 
Çünkü bilmek yetmiyor. 
Bildiğimiz zaman, BİR ŞEYLER YAPmamız gerekecek. 
Bir şey yapacak gücümüz kalmadı. Yorgunuz. 
Bilmemek daha iyi. Kaçmak daha iyi…
-mi acaba?

Neşe kalmadı. Keyifsizlik var. 
Yaprak döküyoruz sanki. Sonbahardan herhalde.
Ama biz ağaç değiliz ki.
İçimizde bir yer kanıyor. Parmak basan yok. Kanadıkça, azalıyoruz. Küçülüyoruz. 
Şifalı bir el uzansın istiyoruz. 

Doktora gitsek “Neyin var?” diye sorar. Şifalı el çıkıp gelse, sorsa neyimiz olduğunu…
Ne diyeceğiz?
Tanımlamak gerekiyor ki doğru yere parmağını bassın. Neyin acı verdiğini bilmeden onu şifalandıramayız.
Ama nasılsa şifalı bir el çıkıp bizi kurtarmaya gelmeyecek. Tanımlama zahmetine niye girelim ki?
Peki ya şifalı el yanı başımızdaysa…
Tanımlasak, o bizi duyup yardıma koşacaksa…

İnkar ettiğimiz, yok saydığımız parçalarımızı kabullenmekle başlayacak her şey. Eksik kaldığımızı, yetemediğimizi düşündüğümüz yerler acıtıyor. Böyle eksik halde sevilmeye layık değiliz sanıyoruz belki. Yanlış burada olabilir mi? Kusurlu mükemmelliğin, çokça sevilesi örnekleri olduğumuzu kabule geçmek nasıl olur?

Yeni Ay Neler Diyor?

Eli işte, gönlü oynaşta…” bir yeni ay doğacak. 

Tabirin doğrusu, ‘gözü oynaşta’ biliyorum. Ama bu yeni ayda gönüller açlığını ortaya döküyor. Gönül oynaşmak istiyor, paylaşmak istiyor, neşe istiyor, güzelliğe dair ne varsa önüne serilsin istiyor. Ama elimiz, aklımız işte. Başak döneminden taze çıktık. Her şeyi çokça ciddiye alıyoruz. Gereklilikler, zorunluluklarla yaşıyor; yaşamak istenilen hayatı erteliyoruz, öteliyoruz.

Yetemiyoruz sanki, yaptıklarımız az geliyor.
Baskılanmış hissediyoruz.
Dahasını ararken keyifler kaçıyor.
Dengeyi unutuyoruz. 
Oysa DENGE, huzurun anahtarı. 

Eskiden hayat su gibi akardı. Her şey daha bir kolaydı, hızlıydı sanki. Şimdi hayat kanırtıyor da kanırtıyor. Neden böyle?” diye düşünenler çok.  Mayıs 2020’ye kadar bu böyle. Astrolojik hava durumu nem yaptı. Paslanan, eski yapılar, tutumlar artık fazlaca kanırtıyor. 
Bu yeni ay, maalesef yine, bu yapılarla iş birliği içinde. Bir şeyleri gözümüze sokuyor. 
Dengede olmayan hayatlarımız alarm veriyor. 

Beden, zihin ve duygu durumundan en az birisi dengede değilse hayatı kendimize dar ediyoruz. Dengeye yürümemiz gerekiyor. 
Nasıl?

Çalışma dışarıda değil, içeride, kendimizle. 
Bir insan iyileştikçe, dengeye geldikçe, kendi hayatına da kollektife katkısı büyük oluyor. 

Öneriler:

Aşağıdaki önerilerim, önümüzdeki bir ay boyunca hayatlarımıza tatlı meyveler getirecektir. 
Ne kadar yaparsan, o kadar iyi!

  • Kendi üzerimizde çalışacağız. Frenkansımızı yükseltmek için bildiğimiz ne varsa yapacağız. Bilmek yetmiyor, YAPMAK her şeyi değiştiriyor. Ha bire kişisel gelişim kitabı okuyup, motivasyonel video izlemeyle olacak iş değil bu. Bilgi pekiştirmeyi bırakıp UYGULAMAYA geçmemiz gerekiyor.
  • Düzenli meditasyonu şiddetle öneriyorum. 
  • Bu ayki Yeni Ay Meditasyonumuzda çokça teknik paylaşacağım: 30 Eylül Pazartesi 19.30’da BodyFit Nişantaşı’nda. YAPMAYA bir yerden başlamak istiyorsan, mutlaka gel. Gelemiyorsan kendini zorla ve bir yerden kendin başla. 
  • Hayatımızdaki DENGE üzerine çalışacağız. Dengesi kaçmış alanlar, iç huzurumuza da saldırıyor muhtemelen. Abarttığımız alanları azaltıp, ihmal ettiğimiz alanlara bakım yapacağız. 
  • Kendimizi abuk sabuk karşılaştırmalardan ve negatif iç konuşmalardan koruyacağız. Kendimize karşı daha nazik olacağız. Hırpalayan iç konuşma ve düşünce akışlarına, yetişkince ve nezaketle müdahale edeceğiz. 
  • Herkesin hayatının pırıl pırıl olduğu, mutlulukla dolduğu illüzyonu ile dolu sosyal mecralarda saatler harcayıp, kendimizi kötü hissetmeye bir son vereceğiz. Bunun yerine bizi heyecanlandıran, neşelendiren, üretkenliğimizi arttıran ya da ilişkilerimizi derinleştiren, GERÇEK şeylere vakit harcayacağız. 
  • Yeni bir şeyler öğreneceğiz. 
  • Öğrendiklerimizin pekişmesi için RUTİN çaba göstereceğiz. 
  • Sanatla ilgileneceğiz. Sanatı anlamaya, öğrenmeye vakit ayıracağız. Bak o zaman hayatın kaybolan tadı nasıl da geri geliyor. 
  • İnsan tanıyacağız, ilişki geliştireceğiz. Sayısını değil, kalitesini, derinliğini önemseyip, buna yatırım yapacağız. 
  • Yeni ayın sembolü, içsel/tanrısal yaratım formülünü geliştirmeyi, iç görselleştirme üzerine çalışmayı öneriyor. 
  • Mutluluğa dair zorunluluk içeren inançları, öğretilmiş genel geçer kalıpları salıvermemizi; kendi mutluluk tanımımızı yapmamızı öğütlüyor. Bunun için de en pratik araç, sınırsızca hayal kurmak: “ Eğer NASILLARA TAKILMASAN ve her şey mümkün olsa, kendi hayatını hangi mutluluklarla doldururdun?” sorusu ile başlayıp hayaller kuracağız.  Belki üç dakika, belki bir saat… Bu hayallerin kalbimizde açtığı ferahlıkta nefes alacağız; ilhamda adım atacağız.

Ve aslında…
Her şey mümkün!
Huzurla & kolaylıkla…

Denge ve huzur dolu bir yeni ay diliyorum.
Burcu Akçimen
23 Eylül 2019, İstanbul