Terazi enerjisi ile kuşatıldığımız dönem başladı. Buna dair burada yazmıştım.
Şimdi gündem yeni ay! 1 Ekim günü sabaha karşı 03:11’de Terazi burcunda yeni ay doğacak. Yılın en sıcacık yeni ayı doğuyor. Ben şahsen çok heyecanlıyım. Yapılacaklar ve başlatılacaklar listemi çoktan çıkardım, tüm motivasyonumla beklemedeyim!
Güzel etkilere geçmeden önce, kafayı netleştirmek, ilham almak ve dinlenmek isteyenlere, bu Terazi yeni ayı etkilerine göre tasarladığım YENİ AY MEDİTASYONUNU duyurmak istiyorum.
1 Ekim Cumartesi günü saat 15:00-16:30 arasında yine BodyFit Türkiye Nişantaşı stüdyomuzda.
Yerimiz kısıtlı biliyorsunuz. Lütfen yerinizi garantilemek için 0 (212) 232-77-01 ‘i arayarak isminizi yazdırmayı ihmal etmeyin.
Gelelim detaylı etkilere…
Kış kapıda, hava soğuyor. Astrolojik etkiler ise tam tersine sıcacık.
Terazi yeni ayı yılın belki de en iyicil etkilerine sahip yeni ayı olarak doğuyor. Şifalı bir yeni ay!
Doğan enerjinin en temel mesajı maddi dünyaya dair:
Bolluk ve bereket yaratacak üretimlere girişme zamanı geldi!
Yaratmak, üretmek, hizmet etmek ve bunu maddiyata çevirmek üzere yola çıktığımızda, orta vadeli sonuçları beklentimizin çokça üzerinde olabilir.
Daha da güzeli, kalıcı sonuçlar alabilmemiz ve sürdürülebilir, stabil sistemler kurup oturtabilmemiz rüzgar arkamızdan esiyor.
Partnerlikleri, ortak hareket etmeyi, herkesin çıkarını gütmeyi ve beraber kazanmayı içeren sistemler ise bu olumlu enerjilerle donatılmış pastadan en büyük payı alacak olanlar!
Kurumlarla kurulan ilişkiler, ortaklıklar, pazarlıklar, birlikte hareket etmek, birlikte büyümek ve güçlenmek, önümüzdeki günlerin vizyon açan, çok kazandıran ve güçlendiren tutumları/bakış açıları olacak.
Uzun süredir bu derece maddi dünyaya dair yönlendirmeler yapmadığımın farkındayım. Kendini keşfetmek, içe dönüş, hayatı anlamak gibi daha psikolojik ve içe dönük enerjilerden sonra dünyevi gerçekler üzerine yazıyor olmak beni de şaşırttı açıkçası 🙂
Bir işin romantik ilişkiler, evlilikler tarafı var. Özellikler Nisan 2016’dan beridir uzun süreli pek çok ilişkinin ve evlilik kurumunun yara aldığını, zorlu süreçlerden geçtiğini ve hatta bir kısmının bittiğini gözlemlediniz ve belki de yaşadınız. Geçen süre içerisinde derin ilişkiler kurmaya ve yürütmeye dair pek çok dersler çıkardınız, bakış açınızı/tutumunuzu değiştirmeniz gerekti veya bunları yapmadığınız için acı çektiniz. Eğer bu cümleleri üzerinize alındıysanız, doğacak olan yeni ay ve sonrasındaki 3 aylık dönemden oldukça hoşlanacağınızı söyleyebilirim.
Yaralarını sarıp, derslerini alıp, tortularından sıyrılabilenleri yeni dinamiklere sahip, uzun vadeli, kalıcı, birbirini destekleyen yeni limanlar ve yeni ilişkiler bekliyor. Kalbinizi açmaya direnmeyin bu sonbaharla birlikte. Artık içinizin ısınma vakti gelmiş olabilir. Yaralarını henüz saramamış olanlarınsa artık kalplerini şifayla onarma ve temizlenip yeni yollara yürüme, değişme cesaretini gösterme, umuda tutunma ve umuda çıkan yolu keşfetme zamanları…
Aşk meşkle işim olmaz diyenleri ise, iş ve ortaklık ilişkilerini ısıtmaya buyur edelim. Boşa gitmesin güzelim etkiler, değil mi? 🙂
Ahh Bu “NASIL YAPACAĞIM? “Sorusu…
Etkileri öğrendik. Ama işin NASIL kısmı var bir de değil mi?
İTÜ’deki mühendislik eğitimim boyunca belki en tatmin olduğum şey olan NASILLARI ANLAMAK, konu astroloji olunca en çok kafa patlattığım alan.
Nasılları en hızlı ve net bir şekilde her birimizin doğum haritalarının çözümü söyler. Ancak şu an bu yazıyı okuyanların büyük bir çoğunluğunda bu bilgi mevcut değil. O zaman ne yapacağız?
Bu yazıları yazmaktaki temel odağım olan “Astrolojik enerjileri bireysel olarak nasıl kullanırız? Nasıl faydalanırız?” sorularının cevaplarına bakacağız. Sonra da kendi kendimize sormamız gereken soruları okuyup cevapları aramaya, düşünmeye, sorgulamaya başlayacağız.
Merak etmeyin, cevaplar hariç, hepsi aşağıda sizi bekliyor.
- Öncelikle, bu dönemin astrolojik enerjilerini kullanmak istiyorsak yeni başlangıçlar yapma cesaretini göstermeliyiz.
Cesaret büyük bir sözcük. Ama iş aksiyona gelince sadece ilk adımdan ibaret. “Tüm korkularını, endişelerini al yanına ve suya atla.” misali… Ölmeyeceksin! Aksine büyük bir keyifle yüzdüğünü göreceksin. Üstelik yanında seni destekleyenler de cabası…
Özetle risk almak ve yeni denizlere açılmak için yılın en parlak dönemi.
“Sıfırdan bir şeylere başlamak için motive olmakta fayda var!” demeye gerek var mı artık? - Özellikle 9 Ekim’den itibaren kararlılığımız artarken, planlı, programlı ve disiplinli bir şekilde yürümek için elimizden geleni ardımıza koymazsak iyi ederiz.
Girişeceğimiz konular her ne olursa olsun, EKİM ayı boyunca odağımızı onlardan şaşırmayalım. Ekim’de tüm önceliğimiz bu yeni başlangıçlarımızda olsun. - Dışarıdan görünen ilk sonuçlar veya doğru yolda olduğumuzun ilk sinyallerini Kasım başında almaya başlayabiliriz. Bu sinyalleri büyük büyük olaylar veya ansızın ortaya çıkabilecek sürprizler olarak beklemeyin. Giriştiğiniz konu veya konularda derinleşmeniz için sizi daha da motive edecek yol işaretleri gibi apaçık ortada, ama büyütülmemesi gereken sinyallerden bahsediyorum. Bir karşılaşma, bir tesadüf, bir cümle işitmek, bir haber okumak veya giriştiğiniz konunun birinin ihtiyacını karşıladığını öğrenmek gibi.
Kasım itibariyle alacağımız destek de artacak veya daha kolay destek bulur, doğru insanlarla karşılaşır, doğru ilişkileri kurabilir hale gelebiliriz.
Bunları okurken o zamanlara kadar beklemek lazım gibi düşünmeyin lütfen. Önce yeni ayla beraber niyeti ortaya koyun, bi yola çıkın, kervan yolda düzülecek! - Jüpiter’in Terazi’deki seyahatinin önümüzdeki bir yıl boyunca devam edeceğini sağır sultan bile duydu. Astrolojide Jüpiter dokunduğu her şeyi büyütür, iyi şans ve bollukla ödüllendirir. Sevgili Jüpiter, yeni ayımıza net bir şekilde dokunuyor, sarılıyor. Bu nedenle doğan bu yeni ay “Pazardan aldım bir tane, eve geldim bin tane!” misali bolluk bereket ve beklenmeyen büyüme içeren sonuçlar almamız için tüm cömertliğini kullanmaya açık.
“Astrolojik enerjileri bilmek yetmez, kullanmak gerekir. Dünya, fiziki çabayı ödüllendiren gezegendir.” hatırlatmamı bir kez daha yapmadan geçemeyeceğim. Yola çıkmayana, üretmeyene, hayata karışmayana meyve filan yok!
Bakarak değil, yaparak olacak bu işler!
Peki ne yapalım? Ne üretelim?
Kendimize öncelikle şu soruları sormakta fayda var:
- Yeteneklerimi maddiyata çevirmek için “Ben de paraya dönüşebilir neler var?”
Veya farklı bir şekilde soralım: “Ben ne üretebilirim ve satabilirim?” - Ben neyi iyi yapıyorum?
- Birileriyle ortaklaşa neler yapabilirim?
- Ürettiklerimin değerini biliyor muyum? Bu değeri diğer insanlardan maddi ve/veya manevi olarak isteyebiliyor muyum?
İstemek için neler yapabilirim? - Yaratımların/üretimlerimin değerini nasıl yükseltebilirim?
Nasıl katma değer yaratabilirim?
Konu İlişkiler Olunca…
- Hayata yeterince katılıyor muyum? Beni besleyecek ilişkileri kurabiliyor muyum?
- Destek alabiliyor muyum? Yalnız bir savaşçı mı olmaya çalıyorum? Bu bana hayatın hangi alanlarında hizmet ediyor? Hangi alanlarında etmiyor?
- Verme-alma dengem ne durumda?
- Duygularıma, hislerime ve arzularıma sahip çıkıyor muyum?
- Yaratmak istediğim ilişki nasıl bir ilişki? Ben bunun neresindeyim?
- Kalbim sevmeye, paylaşmaya, kırılmaya, anlamaya açık mı?
- Derin ilişki kurmaktan kaçıyor olabilir miyim?
Derinleşemediğim kadın-erkek ilişkilerinde, cinselliği derinleşme aracı olarak kullanıyor olabilir miyim?
Derin bir ilişki nasıl kurulur? - Neden ilişki istiyorum?
- Ben bir ilişkiye neler katmaya hazırım?
- Hissetmeye izin veriyor muyum? Mantığımla mı ilerliyorum? Benim için hangisi doğru acaba?
Yazıyı bu sefer çok uzattım. Söylemek istediklerimin büyük bir çoğunluğunu Nil Karaibrahimgil halihazırda güzelce söylemişti. Son derece Terazisel bu anlatım, en çok bu Terazi yeni ayına yakışıyor. Tekrar dinleyip kulak verin lütfen.
Yeni başlangıçlarımızın yolunun gökyüzü kadar AÇIK ve fırsatlarla dolu olmasını dilerken, ilişkilerimizin de okyanuslar kadar DERİN olmasını ve kalbinize HUZURU akıtmasını diliyorum bu Ekim’de!
Sağlıcakla kalın,
Burcu Vurkaç
25 Eylül 2016, İstanbul