13 Ekim Salı gecesi, İstanbul’a göre saat 03:06’da Terazi burcunun 19 derecesinde yeni ay doğuyor.
Yükselen Teraziler, ana burç Teraziler, Koç, Yengeç, Oğlak yükselenler ve ana burçları, doğan yeni aydaki sert enerjinin göbeğinde duruyorlar. Bu burçlarda gezegenleri bulunanları da aramıza buyur ediyoruz.
İkizler, Aslan, Yay ve Kova’yı ise sert rüzgarın korunaklı alanına buyur ediyoruz, endişelenmeyin.
Aynı gün, yeni ay ışığının altında, BodyFit Türkiye’de, saat 19:30’da Yeni ay meditasyonu yaptırıyorum.
Detaylar burada.
Dinlenmeye, dinginleşmeye ve karar almaya ihtiyacı olanları beklerim.
***
Gökyüzü sert.
Sınav soruları bu sefer beklemediğimiz yerden çıkacak.
Bilmediğimiz değil bak.
Beklemediğimiz, hazırlanmadığımız yerden.
Günlük hayatın akışını hafif tutmakta fayda var.
Ortaya çıkacak olan her ne ise, içinden geçebilmek için zaman ve alan tanımak gerekecek.
İlişki bozmaya aday gerilimler, elektrikler var havada.
Negatif algılama lütfen.
Astrolojide pozitif-negatif yoktur.
Pozitif ve negatif, bizim zihin kalıplarımızın zorlama sınıflandırma çabası.
Mesela, uzun zamandır bir ilişkin var. Birbirinizi dibine kadar tanımışsınız. Konuşmadan gözlerinizle anlaşır hale gelmişsiniz. Bu ilişki beklenmedik bir anda bitmeye giderse ne dersin? Kötü mü dersin?
Peki ya, hiç beklemediğin bir gün, hiç beklemediğin bir anda gönlünü, hayatının aşkına kaptırdığın/kaptıracak olaylar silsilesine girdiğin için biterse?
O zaman da kötü mü dersin?
Kafaların beş bin düşünce ile çalkalandığı günlerden geçerken, kendini karar vermek zorunda hissediyorsan, normal.
Sisten uzağı göremeyen bir göz gibi, zihin gözünle geleceği tasarlamaya çalıştıkça kararsızlığa sürükleniyorsan, bir dur.
Uzak geleceği bırak şimdi.
Bu anına bak.
Ne yaparsan kendine ihanet etmiş olacaksın?
Ne yaparsan iyi hissedeceksin?
Dur, uzak geleceğe değil, korkuyla, endişeyle kurguladığın günlere değil; bugününe bak.
Sorum bu güne ait.
***
Önem verdiğin ilişkilere dair kaderini çizeceğin günlerin içerisindeyiz.
İlişkilere dair tuttuğun hesapları, ortaya saçma.
Hem kendin hem karşıdaki üzülür.
Tuttuğun çeteleyi uçurumdan aşağı bak ve düşünme bile bir daha. Sana hiç bir faydası yok.
Hayatının önemli yıllarını etkileyecek ilişkileri bitirme veya başlatma günlerindeyiz. Bugünlerde kafanda şekillenenleri hayata geçirmezsen, bundan tam bir ay sonra mecburiyetle hayatına alacağını söyleyebilirim.
Rüzgarda savrulan bir yaprak olmak mı? Yoksa, gideceği yönü senin belirlediğin bir uçurtma olmak mı seçimin?
Bazı doğum haritaları, gökyüzündeki restleşmeyi harika güçte etkilere çevirebilir. Anlatacağın hikayede sen varsın. Bir de önemsediğin ilişkiler. Köklü bir değişikliğinin ilk günlerini bu dönemde kaleme almaya başlarken, en çok da huzurunu koruma kaygısı seni yanılgıya düşürecek.
Değerlerini yeniden yeniden sorgulaman gerekecek.
İnsanın kendisine dürüst olması kolay değildir.
Kendi derinlerine bakmak cesaret ister.
Yüzeysellikten çıkıp, derine indikçe, seni tonlarca yüzleşme bekler.
Yüzleştikçe, bir daha eskisi gibi olamazsın.
Olmak istesen de olamazsın.
Bilmezden gelemezsin.
Olduğun yerde duramazsın.
Kendine ihanet edemez hale gelir insan.
Tek yapabileceğin, gözünü karartıp, olmak istediğin kişiyi ve yaratmak istediğin hayatı yaratmak olur o zaman.
Ama, sen ki kendini kaptırdıysan hayatın yüzeysel koşturmalarına ve sorunlarına…
Üzgünüm, bu yazdıklarım bile bir şey ifade etmeyebilir.
Kızma.
Benim işim, bilmediğin bir dili tercüme etmek.
Tercümeyi okudukça hayatında bir yerde uygulamak senin seçimin.
Ben yazdıkça, dünya daha güzel bir yer oluyor benim için.
Sen kendin için bir şey yaptıkça, dünya hepimiz için daha güzel bir yer olacak.
***
Beklenmeyen şey başa geldiğinde zorlanır insan.
Söylenir insan.
Söylendikçe, ağladıkça, sinirlendikçe, bağırıp çağırdıkça, hayıflandıkça, kendine acıdıkça oradan çıkacağını sanar zavallı gibi.
Hangimiz düşmedik ki bu hale. Dürüst olalım.
Kendimize acıyıp ağladıkça haz almadık mı?
Bu halimiz ilgi toplamadı mı?
İşte bu tuzağa dikkat.
Beklenmedik olanı karşılama yolun bu olmasın.
Karşına çıkan her ne ise, deneyimlediğin hissin içinden geç. Hislenmek normal.
Ama sana faydası olmayan hayıflanmalarda, söylenmelerde kalma.
Gitmek istediğin yol hangisi ise, arabanı oraya sürmeye devam et.
Tekerlek patladı diye, sonsuza kadar orada kalamazsın.
Tekerleği değiştirip yola devam etmen gerekiyor.
Böyle gör olan her ne ise.
Her şeyi yapacak güç hepimizde var.
Geçen hafta Pilates Eğitmenlik Programında kasları anlatırken bir yerde “İnsan, kaslarındaki gücün üçte birini kullanır yalnızca. Gerçek gücünün farkında değildir. Gerçek gücünü fark eden insanın, yapamayacağı bir şey yoktur.” cümleleri dökülüverdi dilimden. Sonra anlık bir daldım.
Kendini güçsüz sanan, binlerce bahaneye sığınan ne çok kişi tanıdım. Kendim de yaptım bunu.
Kendi kendine oynadığı oyundan kurtulma zamanı.
Beklenmeyeni ve değişimi kucakla.
Sen kollarını ve kalbini açtığında gelecek olan hayırlar getirebilir sana yalnızca.
Bir de yalnızlaştırma kendini.
Yalnızım dediğin, kafanda kalıplarla tanımladığın, arzuladığın ilişki hayatında olmasa da sana kalbini açan ve desteleyen kişilerin varlığını hatırla.
Yalnızlaştırma kendini.
Yalnızlıkta enerji yok bu ara.
Kal sağlıcakla.
Burcu Vurkaç
8 Ekim 2015, İstanbul