30 Ekim akşamı saat 20:38’de Akrep burcunda yeni ay doğacak yani Güneş ve Ay birbirine sarılacak. Ay mini minnacık halinden başlayarak büyümeye ve büyütmeye doğru ilerleyecek. Yeni Ay Meditasyonumuz ise 31 Ekim Pazartesi akşamı saat 19:30’da. Detaylar burada.
Yeni aylar yeni başlangıçlara güç verir, destekler.
Peki bu yeni ay neleri destekliyor? Odağımızı nelere çevirelim?
Akrep enerjisini iki kelime ile tanımlayacak olsam “BÜYÜK DÖNÜŞÜMLER” derdim.
Büyük dönüşümler derinden, görünmeyen alandan başlar.
Yüzeydeki ile ilgilenmez.
Kaynağı, kökü arar.
Temelleri sarsar.
Yeni atılan tohum, önce görünmeyen alanda uzun süre kök salar.
Sonra sonra ışıkla buluşmak üzere toprağın üzerine çıkar.
Bu yüzden, bu yeni aydan hızlı sonuçlar bekleme.
Zaman yayılan, büyük sonuçlar bekle derim.
Kök sebepleri bulmak için cesaretin var mı?
“İçine girdiğimiz dönemin ödüllerini kimler, nasıl bir tutum toplar?” dersen ilk söyleyeceğim şey CESARET olur.
Çünkü öze bakmak, derine inmek, yüzleşme cesaret ister.
Akrep enerjisi ölümün olduğu kadar şifanın da enerjisidir.
Kendi içinde kendine dair bir şeyleri bulup, öldürme cesaretinden bahsediyorum.
İnsanın kendine bakması kolay bir şey değil.
İnsan kendi içinde yarattığı dünyanın, dışarıya aynen yansıdığının idrakine vardığında ufak çaplı bir aydınlanma yaşıyor.
“İçerisi nasılsa, dışarısı öyle!”
Dünya diye algıladığımız gerçeklik, içsel durumlarımızın mükemmel bir göstergesi. Düşüncelerimiz, özellikle de hislerimiz büyük yaratım gücüne sahip titreşimler. (Kitap Önerisi: Rezonans Kanunu)
Bunların hayatımızda neleri yarattığını görmek içinse önce içeriye bakmak gerekiyor.
Dikkati, dışarıdan içeriye çekmeyi öğrenmek gereken bir zamandayız.
Şifa, iyileşme ancak bu yolla ortaya çıkacak.
Dışarıyı suçlamak, durumlarımızı dışarıdan gelen etkiler ve olayların yarattığına inanmak kurban psikolojisinin bir kabulleniş hali.
Kurban olmaktan çıkmak ve gerçek bir yaratıcı olduğumuzu idrak etmek için yollar aramak gereken değerli bir zamanda olacağız.
“Pozitif düşün tatlım! Gülümse!” demekle olmuyor bu işler biliyorsun.
Bir düşünüyorsun, iki düşünüyorsun, sonra bir bakmışsın kendi karanlık sularında boğulmak üzeresin, nefes almakta zorlanıyorsun.
Peki ne yapacağız?
Kök inançlarımızı bulmak ve onları nasıl değiştirebileceğimizi keşfetmek için çaba göstereceğiz.
Bu belki meditasyon yapmak, belki terapiye başlamak, belki bir öğretinin peşine takılmak olacak. Ama hepsinin ortak noktasında kendini keşif yolculuğuna çıkmak var.
Hepimizin kendi keşif yollarımızı bulmaya gözünü dikmesi lazım.
Su enerjisinin yoğunluğunu bu derece hissettirdiği Akrep yeni ayı ile beraber maneviyata, spiritüelliğe, okumaya, keşfetmeye odaklanmak şifa meyveleri toplamak için çok değerli olacak.
Hepimizin yaraları var. Bazen yaranın ne kadar derin olduğunu anlamak gerekiyor iyileştirmek için.
İçindeki irini temizleyip dikiş atmak gereken yaraya bir yara bandı yapıştırmak nasıl işe yaramazsa, “Pozitif düşün, gülümse!” önerileri de öyle havada kalacak diye o yüzden söylüyorum. Lütfen karamsarlık olarak görme bu yazdıklarımı.
Aksine neşenin ve canlı hissetmenin kaynağını bulmak için değerli bir zamandayız.
Bir miktar keşif yolculuğu, kendini çok iyi hissetmen ve hayatındaki stresin dozunu düşürmen için hızla yardımcı olacak, umutlandıracak hepimizi.
Tekrarlayıp duruyorum. Çünkü şifa enerjisi bu kadar etrafını sarmışken kullanmamak olmaz.
İfade Etmek
Düşüncelerimizi ve hislerimizi açıklıkla ifade etmeyi öğrenmek gereken zamanlarda olacağız bir yandan. İfade edilmeyen her şey içeride bir sıkışma yaratır ve bir yolunu bulup dışarı çıkar. Akrep enerjisi altında olduğumuz bu günlerde ifade etmediklerin, biriktirdiklerin içini çürütür, zehirler.
Biriktirmek iyi değildir bazen.
Samimi, kalpten bir yakınlıkla kendini ifade etmeyi öğrenmek için güzel zamanlar. Ezmeden, agresifleşmeden ifade etmekten bahsediyorum.
Korku değil, sevgi kaynaklı iletişim kurabilmekten bahsediyorum.
Söylemesi kolay, yapması bir o kadar zor olan bu tutumun altı tertemiz kök inançlarla desteklenmemişse kalıcı olmuyor. Bi bakmışsın, yetişkin zihnin değil de, otomatik pilottaki endişeli bir sen yönetimi devralmış oluyor bazen.
Otomatik pilotlara sevgi kaynaklı tutumlar yüklemek için bilinçaltı ile uğraşmak, bilinçaltında bir temizliğe çıkmak gerekiyor.
Bu temizlik süreci hızlı ilerlemiyor maalesef. Yıllar önce farkında bile olmadan sahiplendiğin kalıpların, öyle derine saklanmış oluyor ki görmek zaman alıyor. Onları görme yolculuğu fiziksel acı bile veriyor çoğu zaman. Nefesin kesiliyor. Kalbin sıkışıyor. Ama temizliği tamamladığında, hayatının pek çok alanında yemyeşil ağaçlar yeşeriyor, güneşler doğuyor.
Sana ilham verecek yeni yollar bul haydi!
Kitap okumaya başla.
Günlük yazmaya, geçmişini deşmeye başla.
Kök inançlarının kaynağını ara.
Kendini ve tutumlarını sorgula.
Eğitim, seminerler bul kendin için.
Meditasyon öğren. Rutinine kat meditasyonu.
İlham veren filmler seyret.
Hepsinin içinde kendini ara.
Temizlenmen gereken şeyleri ara.
Sezgiler Güçleniyor
Gökyüzünün toplam etkileri sezgilerimizin güçleneceğine de işaret ediyor.
Sürekli konuşup duran zihninle değil de hislerinle, iç sesinle hareket etmeyi dene.
Freud demiş ki: “Küçük kararları zihninizle, büyük kararları hislerinizle alın.” (Aforizmalar’ı okumanızı da şiddetle tavsiye ederim.)
Büyük dönüşümler, değişimler istiyorsan hislerine çok daha fazla kulak ver.
Akrep enerjisi ve yeni ay etkileri kendi doğum haritan üzerinde nereye denk düşüyor bilmesen de hislerin, iç rehberliğin doğru yeri bulduracaktır sana. Buna güven. O sesleri dinlemek için her gün vakit yarat kendine.
Bu ayki Yeni ay Meditasyonumuz bu kapıyı aralamak için farklı farklı teknikler paylaşacağım bir uygulama olacak. Nereden başlayacağını bilmiyorsan gel bize katıl. Etkinlik detayları bak burada.
Neşe, Canlılık, Aşk
Yeni ayın umut veren etkileri hayatlarımıza çocuksu neşeyi, sevgiyi ve hatta aşkı her zamankinden kolay alabileceğimize işaret ediyor.
Aşk, bir insana duyulabilen yoğun ve yakıcı bir sevgi olarak akıllara gelse de aşk sadece bir insana duyulan bir his değil. Aşkı pek çok yerde, şeyde bulabilirsin. Sen aşkı nerede hissedebilirsin? Hislerin ne diyor bu konuda? Yine kendine bakman faydalı olabilir.
Beden Farkındalığı ve Titreşimi
Kendine iyi bakman gereken zamanlarda olacağız.
Bedeninin titreşimini nasıl yükseltebilirsin sorusu üzerine düşünmekte fayda var.
İnsan vücudu çok dayanıklıdır. Hastalık, çöküş, kötü hissetme gibi yaşlandırıcı yaratımları düşünce ve duygularımızla bedenlerimize yüklüyoruz.
Bedenlerimizin oluşumuzu sergileyen somut yapılar.
Bedenin neşe ve canlılıkla titreşmiyorsa yapman gerekenler var demektir. Çünkü bedenin asla yalan söylemez.
Yeme düzenini değiştirmek, sırtını doğrultmak, boynunu ve başını dik tutmak, nefesini derinleştirmek üzerine rutin çalışma isteyen ve bedensel titreşimini hızla değiştirecek şeyler.
Duruşundaki bir santimlik bir açılma ve uzama tüm hayatını pozitif etkileyecek muazzam bir güce sahip.
Yine kendine bakmaktan ve kökten değişim için bir şeyler yapman gerektiğini görebiliyorsun değil mi?
Bitirirken…
Yazıyı çok uzattım biliyorum. İşlemek istediğim çok etki var aslında. Ama son mesajımı verip toparlasam iyi olacak.
Güzelliklere, sanata, eğlenceye, gerçeği aramaya ve kendini bilmeye vakit ve dikkatimizi ayırmak şifa getirecek, neşe, canlılık ve aşk taşıyacak hayatlarımıza.
Nasıl geliyor kulağa?
Denemeye değer değil mi?
Bilince değil de yapınca oluyor bu dünyada. Dünyanın kuralı bu.
Haydi şimdi sessizleşip neler yapabileceğini hissetmeye vakit ayır.
Düşün demiyorum bak. Hisset.
Ortaya çıkanlar senin yolun, senin doğrun.
Kendine sahip çıkma cesaretin bol olsun.
Kal sağlıcakla…
Burcu Vurkaç
26 Ekim 2016, İstanbul