Akrep Burcunda Ay TUTULMASI / Dolunay – 25 Nisan 2013
Akrep Burcunda Ay TUTULMASI / Dolunay – 25 Nisan 2013

Akrep Burcunda Ay TUTULMASI / Dolunay – 25 Nisan 2013

Yılın ilk ay tutulması Akrep burcunda 25 Nisan Perşembe akşamı gerçekleşiyor.
Ay tutulmaları da birer dolunaydır.
Ay tutulmaları, dolunaylardan çok daha büyük bir enerji taşırlar.
Uzun bir süreçte kullanılabilir bir enerjidir bu enerji. Bu nedenle fark etmek önemlidir. Kullanmak iyileştiricidir, temizleyicidir.

Ay tutulması günü ay en parlak hali ile gökyüzünde parlar. Ruhumuzun aydınlığa çıkmasıdır bu hal bir nevi. İçeride yaşananların, dışarıya yansıma zamanı gelmiş demektir. Akrep burcu sırlar, gizemler, tutkular ve büyük dönüşümleri barındırır özünde. Akrepteki bu ay tutulması, gizli olanın, derinde yatanın, bugüne kadar gün yüzüne çıkmayanın, dışarı açılma vaktinin geldiğine işarettir. Bu açığa çıkış, gerek kendi hayatımızda, gerekse de dolaylı olarak etkilendiğimiz yaşamlarda oluşabilir. Bu durumu korkutucu algılamanızı istemem. Ortaya çıkan her ne ise, anlamaya gayret etmek yapıcı bir seçimdir.

Bizler bu dünyaya kendi gerçekliğimizi deneyimlemeye geldik. Haz almayı, mutlu olmayı deneyimlemeye geldik. Her günümüz, her anımız özel. Her anı güzelleştirecek seçimler yapacak gücümüz sonsuz. Yeter ki kurban zihniyetine takılı kalıp rüzgarda savrulmak yerine, seçim yapabilme gücümüz olduğunu hatırlayalım.

Bu ay tutulmasını “iyileştirici” olarak yorumluyorum.
Hayatlarımızda sıkıştığımız noktaların gün yüzüne çıkması ve bu noktaları iyileştirmek için fark etme tutulması bir nevi…
Oluşan enerjiyi 25 Nisan gününe ait gibi düşünmenizi istemem. Tüm Mayıs ayı ve önümüzde uzanan diğer tutulma serileri ile beraber yaklaşık bir yıllık bir süreçte kullanılabilecek bir enerjiden bahsediyorum.

Ay tutulmasının güç verdiği temaları anlatabilmek için, Akrep burcu temalarından bahsetmenin doğru olacağını hissediyorum.
Akrep burcunda, kendini zaman içinde yavaş yavaş açmak vardır. Önce havayı, kişileri koklarlar, güvenmeleri gerekir. Ani hareketlerde bulunmazlar. Bunun yerine düşünceler önce içeride pişirilir, iyice değerlendirilir ve zamanı geldiğinde ortaya çıkıp harekete geçilir. Negatif bir benzetme olacak ama güzel ifade ettiği için yapmak isterim: Bir soğuk savaş misali, taşlar adım adım oynanır. Her adımda tutku vardır, derinde yatan duygulardan gelen harika bir güç ve konsantrasyon vardır. Acele yoktur.

İşte önümüzdeki dönemi bu temalarla paralel şekilde, adım adım şekillendirmek akıllıca olacaktır. Arzuları, tutkuları, duygusal enerjiyi kontrollü şekilde kullanmak

Cevaplanması Gereken Sorular

Bu dönemde hayatınızdan çıkan/çıkmaya çalışan bir şeyler var mı? Bu çıkış hazzınızı arttırmak, sevdiğiniz şeylere zaman ayırmanızı sağlamak için olabilir mi?

Nedense bitişlere direniriz hep. İzin vermeyiz çoğu zaman. Bizimle kalması mutlu etmese de sahip çıkarız bazı şeylere. Neden?
İyileşmek için bitişlere izin vermek ve yeniye yer açmak seçimini hatırlasak nasıl olur?

Vazgeçmekten zorlandığınız konular/kişiler var mı? Vazgeçseniz özgürleşeceğinizi bildiğiniz, ama çeşitli sebeplerle takılı kaldığınız ama yaşamınıza gerçek bir haz vermeyen konular?
Aslında ‘gerçek siz’e ait olmayan, ama yine de sadakatinizden vazgeçmediğiniz neler var?

Bu tutulma döneminde dışsal aksiyonlar yerine, içsel dönüşümler bekliyorum.  O yüzden içsel tartışmalara hız verecek sorular sormaya devam edeceğim. Rahatsız edici gelebilir, ancak iyileştirici olduğunu söylemeliyim.

Satürn’ün de eşlik ettiği, ayakları yere basan içsel dönüşümlerden bahsediyorum
Hayatta sizi neler mutlu ediyor? (Gerçekten durup bir düşünün, yazının geri kalanı nasılsa burada ve sizi bekleyebilir.)
Sizi mutlu eden şeyler hayatınızda ne kadar yer alıyor?
Yoksa siz de mutlu olmayı kendine yasaklayanlardan mısınız?
Neden mutlu olmadığımız hayatlara, işlere, ilişkilere sahip çıkıyoruz?
Neden bir takım kalıplara sıkı sıkı takılıyoruz?

Soruların tamamının hemen cevaplanabilir olmadığının farkındayım. Ama cevaplamayı seçenlerimiz gerçekliklerini deneyimlemeye ve hayatlarına mutluluk katacak seçimleri yapmaya büyük bir adım daha yakın…
Sizce siz de buna değmez misiniz?
Yoksa düşünmeye üşenenlerden misiniz? Yapmayın, bu yazıyı buraya kadar okumaya üşenmiyorsanız, düşünmek inanın daha kolay! 🙂
Tutulma günlerinden itibaren bu konularda düşünmek için daha güzel bir zaman bulamıyorum.

Satürn demişken, tutulma ile yakın seyirde giden Satürn, sizden büyük kişiler veya hiyerarşik düzendeki üstleriniz ile bir takım karşıtlıklar yaşama ihtimaline işaret ediyor. Haklı olmak mı? Sahip olmaya dair arzularınız için yol almak mı istiyorsunuz. Olur da kendinizi bir güç savaşının ortasında bulursanız neyi arzuladığınızı bir kez daha düşünün derim.
Belki bir miktar sert ama söylemeliyim:

Değerlerinize sahip çıkmak veya ruhunuzu satmak” seçiminde neredesiniz?

Değerlerinize sahip çıktığınızda mutluluğu tatmak ve kendinizi gerçekleştirmek yerine, problemlerle uğraşıyorsanız, o ortamlarda işiniz ne? Kendinizi gerçekleştirebileceğiniz ortam orası mı?

Kararlar alabiliriz, ancak sonuçlar zaman içinde şekillenecektir. Düşüncelerinizin, kararlarınızın gücünü önemsememiz gereken dönemdeyiz. Akrep enerjisi, korkularımızla yüzleşmemiz ve onlardan iyileşmek için de kararlar alabileceğimizi vurguluyor. Kullanılması gereken önemli bir nokta.

Bu tutulma serileri geçtiğimiz 2012 yılının Ekim ayında hayatımıza girdi. O dönemle ilgili konulara dair sonuçlar alabiliriz. Biraz hafızalarımızı zorlayıp, o dönemde nelere odaklandığımızı neler için uğraştığımızı hatırlamakta fayda var.

Tutulma döneminde ortaya çıkacak bir takım sırlar, aldatma/aldatılma, sözünde durmama, kendimizin veya karşımızdakilerin karanlık yönü ile yüzleşme gibi temalar gündemimize girebilir. Akrep temalarından bahsettiğimi fark edenleriniz var eminim. Bu noktada Akrepteki bir diğer tema olan samimi yakınlık kurmak temasına da dikkat çekmek isterim. Ortaya çıkan, problem gibi görünen olayları çözmek için, dürüstçe içimizde olan biteni ve nasıl etkilendiğimizi  yakınlarımıza açmak problemleri çözmek ve iyileşmek için itici bir güç olacaktır.

Ay tutulmaları, duygularımız ve mantığımız arasında sıkışmış hissettiğimiz zamanlara da işaret eder. Bu noktada duygularımıza sahip çıkmak yapıcı çözümler üretmemize yardımcı olacaktır. Kalbimiz kırıldı ise nedeni ne? Aslında beklentimiz neydi? Oluşan durularda kendimizi mutlu etmek için hangi seçimleri yapmalıyız? Sorularını cevaplamak, oluşan enerjiden, kişisel dönüşümümüz için doğru sonuçlar çıkarmaya yardımcı olacaktır.

Ay’ın tam karşısında Boğa burcunda konumlanan Güneş ve Boğa’daki diğer gezegenlerin etkileri, maddiyata sahip olmak ve finansal güvence kaynaklı konuları da gündeme getiriyor. Maddeye sahip olmayı arzulamak insana dair, normal. Ancak maddeye sahipliği getirecek asıl sahiplik, sahip olduğumuz yeteneklere ve yaratıcı gücümüze sahip çıkmak. Sahi, yeteneklerinizin tamamının farkında mısınız? Yeteneklerinize sahip çıkıp hakkıyla kullanıyor musunuz? Yaratıcı gücünüzü neleri yaratmak için kullanıyorsunuz?

Tutulmaya dair sözlerim çokçaymış. Bir durup yazdıklarıma bakınca fark ettim. Buralara kadar okuduysanız ne mutlu bana!

Son söz olarak, Jüpiter İkizler’de olunca evrendeki bilgi kirliliğinin önüne geçmek mümkün değil. Tutulmaya veya herhangi bir astrolojik dizilime dair felaket senaryoları üretenlere, insanları korkutmak üzerinden dikkat çekmeye çalışanlara ve enerjinizi çekenlere lütfen prim vermeyin. Bir astroloğun görevi insanı güçlendirmek, gücünü hatırlatmaktır, aklınızda olsun.

Bu enerjiler altında, kendinize zaman ayırmak isterseniz,  önümüzdeki iki hafta boyunca Astro-Yoga derslerimde bu enerjiyi kullanmak için tasarladığım serileri paylaşacağım.
Kendimizi dinlemek, hatırlamak, kendimize sormak ve dinginleşerek ruhumuza huzur vermek için…
Yolunuz düşerse beklerim.

Yolumuz açık olsun!

Işık olsun, huzur olsun…

Sevgilerimle,

Burcu Vurkaç

23 Nisan 2013 İstanbul