Dolunay Etkileri
Dolunay Etkileri

Dolunay Etkileri

19 Nisan 2019 Cuma günü dolunay.
Dünyaya olan etkileri, geçen dolunaydan beri büyümeye devam ediyor.

İnanmaya hazır, kırılgan parçan, içine içine ağlıyor mu?

İçinde saf, temiz bir çocuk var.
Derinlerde koruduğun, sakladığın.
Toprağı kaza kaza gün ışığına çıkmaya çalışıyor sanki…
Gün ışığını görmüş.
Umutlanmış.
İlişki kurmak, sevmek, sevilmek istiyor.
İlgi istiyor.
Şefkat istiyor.
İhtiyaçları var; karşılansın istiyor.
Senin ona veremediğin, ihmal ettiğin ne varsa istiyor.
Sen vermeyince gözünü dışarıya dikiyor.

Güvenmek istiyor.
Kalıcılık ve tutarlılık istiyor.
Senin veremediğini, dışarıdan alacağım diye bir umut bakıyor.
Bazen adeta ilgi, şefkat dileniyor.
Kızıyorsun dış dünyaya. Çünkü sana istediğini vermiyor.
Sen de kendine istediğini vermiyorsun.
Nasıl olacak böyle aç, susuz?

Kendin olmak, içinden geleni yapmak var bir yanda…
Bir yanda ise –meli –malı’lar var.
Gerekenler ve yasaklar var.
Baş başa vermişler, savaşıyorlar adeta.
Savaş senin içinde.
Yorgunluğun bu yüzden.
Pes mi etmek lazım acaba?

Gökyüzü “Kendini sev, içinden geleni yap.” diyor.
Böylece sevebilirsin, hafifleyebilirsin.
Ama bize kendimizi nasıl seveceğimiz öğretilmedi ki!
‘Kendini sev.’ denilince boş boş bakışımız ondan.
Okullarda böyle bir ders olsaydı keşke.
Bu dersi geçince hayat oyunu hafilerdi belki.

Üzerimizde bir baskı var sanki:
Hayatın güzel görüsün, sen güzel görün.
İlişkin güzel görünsün.
İmkanların güzel görünsün.

Bu gerçek olamaz.
Bu ağır bir yük.

Bu dolunaya dair benim yorumum ise şöyle:
Güzel görünme kaygısı ile hareket ediyorsan fark et.
Nasıl göründüğün değil, nasıl hissettiğin önemli.
DENGE’yi gözet.
Bir yana devriliyorsa teknen, uzun yol gidemezsin.
Hayatını dengeye taşımak için gerekenleri fark et.

Yoksunluk hissettiğin şey, hayatta sanki en önemli şeymiş gibi bir illüzyona kapılabiliyor insan. Bu acı verici hale düştüysen DİKKAT!
Yoksunluğun altında bir inanç var.
Dilinden dökülenden farklıdır bu inanç.
“İstiyorum.” dersin, inancın “Hayatta olmaz!” olabilir.
Bu inancı bulman ve parçalaman lazım.
“NASIL?” diye sorma bana.
Bu en zor soru. Bilmiyorum. Farklı yöntemler olabilir.
Hayat yolunda hepimizin düşe kalka yürümesinin sebebi, kendi cevaplarımızı bulmak belki.

***
Kaygı, korku ile hareket etme.
İçimizde hepimiz sevgiyi biliyoruz.
Gördüğümüz an tanıyoruz.
Bu kadar tanıdık ve iyi gelen bir duyguyu ifade etmek, kendini ve hayatı sevme yolunda bir adım olabilir.

Bu dolunay derinde yatan ne varsa şefkatle kucaklamayı öneriyor.
Kendin kucaklayamıyorsan, seni sevenle, şefkatle saranla kucaklamayı dene.
Anlat, paylaş. Birlikte kucaklayın.
Çıkış yolu bulamasan da hafiflersin.
Gücünü toparlarsın belki.

Hiçbir zaman yalnız değilsin.
Hiçbir zaman da yalnız olmayacaksın.
Hayat hepimizi seviyor.
Bazen hiç öyle gelmese bile…
Hayat hepimizi seviyor.
Güven!

Burcu Akçimen
16 Nisan 2019, İstanbul