Son 15 yılım profesyonel olarak insanların forma girme ve kilo vermelerine destek olmakla geçti.
15 yılın içine sığdırdığım belki 100’ü aşkın eğitim, hep bedenin matematiğini anlamaya, yaşam koşullarının, zihnin, duyguların, hormonların, beslenmenin neleri etkilediğini görmeye yönelikti.
“Metabolizma nasıl işliyor?
Beden nasıl çalışıyor?
Nasıl beslenince neler oluyor?
Bir insanın bedensel sağlığına ve formuna kavuşabilmesinin altında neler var?
Hangi değişkenler, nasıl etkiliyor?”
Sorular basit olsa da büyük resmi anlamak için yüzlerce detayı keşfetmek gerekti.
Kıtlıktan çıkmışçasına okudum, dinledim, öğrendim.
Bilgileri silip süpürdüm ve yıllar içinde nihayet bedenin matematiğini anladım.
En sonunda, fonksiyonel tıp koçluğu eğitimlerimle geleceğin tıbbını tanıma ve uygulamaları derinlemesine öğrenme imkanına sahip oldum. Öğrendiklerimi, keşfettiklerimi derslerimde yıllardır paylaşsam da artık profesyonel uygulamalar ile harika sonuçlar aldığım için çok daha şükran ve tatmin doluyum.
Söz uçar, yazı kalır deyip, kilo vermek ve forma girmeye dair, değişmeyen ve önemli gördüğüm bazı konuları burada da paylaşmak istiyorum.
Zayıflamak, forma girmek, bedensel sağlığınıza ve dengenize kavuşmak gibi hedefleriniz var ise aşağıdaki maddeleri lütfen önemseyin.
Çünkü kendine özen göstermek, dünyaya özen göstermektir!
Forma girmek ve formda kalmanın %50’si EGZERSİZ YAPMAK ise, diğer yarısı da DOĞRU BESLENMEK.
Bugün hem BESLENME konusunda en önemli gördüğüm 3 maddeden bahsedeceğim, hem de FORMA GİRME denkleminin altında yatan çok önemli bir öğeden: STRESS
- Hayatındaki kronik STRESE çözüm bulmadan kilo veremezsin!
Kronik stres günümüzün en tehlikeli problemi olmaya aday.
Sorumluluklar, hızlı akan hayat, yetişme çabası, yetersizlik hisleri, rekabet, karşılanamayan beklentiler…
Okurken bile insanı strese sokmaya yetiyor, değil mi?
Yaşam denen şeyin içerisinde sadece fiziksel bedenlerimizle var olmadığımızı tartışmayız sanırım. Fizyolojik beden, zihin, ruh, psikoloji, duygular, enerjimiz, nefesimiz bir bütün. Yaşadığımız her an, tamamını etkiliyor. Biriktirdiğimiz stress de öyle.
Stress beynimizde “Savaş ya da Kaç!” tepkisini yaratıyor. Kendimizi ilkel çağlardaki gibi hayati bir tehlike ile karşı karşıya zannediyor beyin. Savaşmamız ya da kaçmamız için gerekecek sistemler haricinde kalan tüm sistemleri kapatıyor.
Sindirim sistemi de dahil olmak üzere!
Sindirim sisteminin kapanması ile birlikte, ne yaparsan yap kilo verememe süreci başladığı gibi, kronik stress %90 ihtimalle kilo alma ile sonuçlanıyor.
Beden beslenemedikçe daha çok yemek istiyoruz. Yedikçe sindiremiyor, kullanamıyoruz, olur da yakın vadede savaş çıkarsa diye depoluyoruz da depoluyoruz.
Uzun lafın kısası, eğer forma girmek, kilo vermek gibi hedefleriniz var ise OLMAZSA OLMAZ ilk madde hayatınızdaki kronik stresi ve bunu yaratan sebepleri ortadan kaldırmak!
Söylemesi kolay, yapması epeyce zor bir şeyden bahsettiğimin farkındayım. “Nasıl yapılır?” kısmı yoga, meditasyon ve farkındalık dolu başka pek çok yazımı konusu olmaya aday…
Ama EN EN ÖNEMLİ madde bu.
Bunu yapmadan, ne yaptığınız egzersiz ne de diyet kalıcı bir sonuç vermediği gibi, yaptıklarınız işe yaramıyor gibi bir his verecektir.
Kronik stresiniz yok ise ne mutlu size!
Bu konuda kendinize dürüst olduğunuzdan emin olun lütfen! - AÇ KALARAK Kilo Vermeye Çalışmak en büyük HATADIR!
Aç kalan herkes bir miktar kilo verir. Ama bu durumun yarattığı olumsuz sonuçlar bilimsel olarak ispatlandı. Bakın Dr. Karatay kitabında bu durumu nasıl açıklıyor:
“Aç kalarak veya düşük kalorili bir diyeti uyguladığınızda kilo veriliyor. Fakat beyinde “Vücut kıtlık içinde!” algısı oluşuyor. Beyin metabolizmayı yavaşlatıyor. Bir miktar kilo verilse bile, normal yeme alışkanlığına geçer geçmez beyin ‘Vücut tekrar kıtlığa girebilir’ endişesi ile DEPOLAMA mesajı gönderiyor ve tekrar hızla kilo alınıyor.”
Hayatımız boyunca aç kalarak, mutsuz, yorgun ve enerjisiz yaşayamayız.
Dolayısıyla kısa süreli kilo verme amaçlı AÇ KALMAYIN!
Uzun vadede çok daha mutsuz ediyor.
- DİYET YAPMAYIN! Sağlıklı Beslenmek YAŞAM TARZINIZ olsun!
Diyet sürdürülebilir bir şey değil. Diyet yapanların da diyeti bırakmaları ile beraber kilo aldıklarını üzülerek gözlemliyorum.
“Ee sen eliminasyon diyeti yapın diyorsun. bu dediğinle çelişmiyor mu?” diye düşündüğünüzü duyar gibiyim.
Yaptırdığım eliminasyon diyeti uygulamaları, sağlıklı yaşamın giriş kapısı olan bir uygulama.
Bedeni temizlemeye yönelik olan bu uygulamada porsiyon kısıtlamaları, yeme listeleri yok.
Klasik diyetlerden çok farklı bir şekilde ilerliyoruz ve 21 günlük bir sürede bedeni temizlemeyi, sistemlerimizi dengelemeyi hedefliyoruz.
Çünkü “Temiz beden fazla kilo sevmez; kolaylıkla verir.”
Sağlıklı ve kaliteli beslenmek bir yaşam tarzı olduğunda, evet çok kısa sürede kilo veremeyebilirsiniz.
Ancak verdiğiniz kilolar KALICI olur.
Enerjiniz, keyfiniz de çok yerinde olur.
Doğru ve kaliteli beslenmeyi öğrenmeyi kendinize borçlusunuz! - BOL SU İÇİN
Tüm doktorların, tüm diyetisyenlerin, tüm kitapların doğru beslenme konusunda ortak bir söylemi var: Bol Su İçmek
Sağlığınız, güzelliğiniz ve formunuz için bol su için, her şeyin kolaylaştığını fark göreceksiniz.
İçtiğiniz su alkali olur ise bedeninin daha kolay kullanır, aklınızda olsun.
İçtiğiniz su iyonize olur ise işte bu sağlığı içmişsiniz, bedeniniz size minnettar demek oluyor ki bunu ayrı bir yazıda açıklayacağım.
Sevgilerimle,
Burcu Akçimen