Gökyüzünde ilişkilere vurgu var.
Terazi burcu döneminde ilerlerken, BİZ olmanın enerjisini, iliklere kadar arzulatan dönemden geçerken, neler oluyor?
Uzun süreli ilişkiler sarsılıyor mu nedir?
BİZ dediklerimiz mercek altında.
Bu ilişki belki evlilik, belki sevgililik…
Belki iş ortaklığı, belki de kurumla kurulan iş ilişkisi.
Bir ihtimal de dostluk, derin paylaşımlar barındıran bir arkadaşlık.
Uzun zaman geçirilen, emek verilen ilişkiler gündemde.
Ani kararlar vermek için, egoya kapılıp, gurur yapıp hareket etmek için hiç uygun bir dönem değil.
Biraz bekle.
Olan biten, bugünün olayı değil sadece. Bir süredir içeride büyüyen, biriken bir şeylerin bardağı doldurması belki. Bardak taşacak, görüyorsun.
Taşmasın diye görmezden geliyorsun belki.
Rahatsızlığın sıcak veya soğuk hissi bile sarmış olabilir seni çoktan.
Hareket etmediğin için, kararlı olamadığın için kendine kızanlardansan bana kulak ver.
“Gülünü önemli kılan, ona harcadığın zamandır.”
Küçük Prens – Antoine de Saint-Exupéry
Gözüne batan birkaç şey var.
Belki yıllardır verdiğin emekleri hiçe sayarmış gibi algıladığın şeyler bunlar.
Karşılaştığın tavırlar ağır geliyor belki.
Çekip gidesin var sanki.
Ama cesaretin yok.
Çekip gidince bir şeylerin daha iyi olacağını duymaya ihtiyacın var ise, sana istediğin cevabı veremeyeceğim, üzgünüm.
Önemli ilişkilere dair, önemli adımlar atmak ve karar vermek için hiç de iyi bir zaman değil.
Netlik zor.
Biraz sabırlı olman gerekiyor.
Bir Terazi kur kendine.
Bir kefeye şu şorunun cevabını koy: Bu ilişkide olmak neden önemli senin için?
Diğer kefeye de şu sorunun cevabını koy: Bu ilişkiyi bitirmek sana ne kazandıracak?
Cevaplarını, Terazi yeni ayına, 13 Ekim’e kadar biriktir.
O günlerde ilişkileri etkileyecek beklenmedik gelişmeler var.
O gelişmeleri de ekle üzerine.
Ondan sonra bu soruların cevaplarını Terazinde tart.
Acelen var ise, o zaman kararını ver.
Acelen olmasa keşke. Çünkü açıkça konuşmak gerekiyor önce. Bak bakalım neler olacak.
Köprüleri yıkmak kolaydır.
Yapmak ise uzun zaman alır.
Egonu, zihnini, çılgınca çalışan mantığını bir kenara bırak.
Kalbinden geleni görmeye bak.
Meditasyon, yoga yapmak iyi gelir bunun için.
Zihnin sustukça, kendini görebilmeye, duyabilmeye ve senin için iyi olanı hissedebilmeye başlarsın. Benim yıllardır deneyimim bu yönde.
13 Ekim’de BodyFit Türkiye’de Yeni ay meditasyonu da yaptıracağım.
Eğer istersen gel orada kendini dinle.
Gökyüzü sert bu ara. Yazılarım devam edecek.
Acele etme.
Zaman ver kendine ve o gündemindeki ilişkiye!
****
Bir anekdotum da, ilişkisel tatmini bir türlü bulamayanlara.
Son dönemi, ilişkilere dair hayal kırıklıkları ile dolduranlara…
Senin değerini belirleyen şey, bir başkasının sana nasıl davrandığı, seni beğenip beğenmemesi, takdir edip etmemesi değil.
Her yer toz ve gaz bulutu iken, ne sen tanıdığın kişiyi hissedebilirsin; ne de o seni.
İlişkileri zorlama bu ara. Germe. Hızlandırmaya çalışma. Fazlaca yorumlama. Kişisel alma. Kişisel aldığın şeylerin arka planı aslında çok farklı olabilir. Bunu bu ara göremeyeceksin.
Kendine özen göster bu ara.
Kendi ışığını parlatan şeylere dön.
Onların ne olduğunu bilmiyorsan, onları ara bir miktar.
Karşına çıkan yeni kapıları arala.
Sürprizler için hayatında alan ve zaman aç.
Ama en önemlisi, beklentisizce yaşa bu ara.
Sadece “OL!”
Gerisine çok da takılma.
Her şey geçici.
Bu kafa ve kalp karıştıran dönem de geçici.
Önünü görmek için biraz bekle sadece.
Sevgilerimle,
Burcu Vurkaç
7 Ekim 2015, İstanbul