Geçenlerde bir teklif aldım.
Kalbimi titreten bu teklife, teklifi aldığım an atlamak geldi içimden.
Ama yapamadım.
Müstakbel eşime sormam ve onun da onayını almam gereken bir durum vardı içerikte.
Ve eşimin hoşnut olmayacağını düşündüğüm bu durum, benim kalbimi titreten olaya girişmemi yüksek ihtimalle engelleyecekti.
Hayatımdaki en anlamlı ilişkimden bahsediyoruz. Sevginin çok ötesinde bir paylaşımdan…
Haliyle onun yüzünde oluşacak ufacık bir sıkıntı ifadesi, beni bu işe koyulmaktan caydıracak, biliyorum.
Merakla ve biraz da çekinerek durumu ona anlattım.
Dikkatle yüzünü inceliyordum. En ufak bir mimiği bile kaçırmak istemiyordum.
Bana dedi ki “Bu senin içinde, özünde olan bir şey. Çok güzel yapacağını ve seni çok mutlu edeceğini şimdiden görebiliyorum. Tabi ki yapabilirsin. Ben seni destekliyorum.”
Çok şaşırdım. Hatta en karşı çıkabileceği, onu rahatsız edebilecek senaryoları şişirip önüne sürdüm. Adam halen beni desteklemeye devam ediyor; kalbimi heyecanlandıran şeyi yapmam için beni motive ediyordu.
Böylelikle, benim yeni ay girişimim ortaya çıktı.
Bilin ki bu şans değil. Bu zaman içerisinde inşa edilen bir şey.
Kendini açmak, güvenmek, açık iletişim ve samimiyet meselesi…
Çift yönlü çaba isyeten bir mesele.
Umarım siz de hayatınızda açık ve gerçek ilişkiler inşa ediyorsunuzdur.
Çünkü yeni ayın tüm vurgusu gerçek ilişkiler ve özgün doğamız üzerine.
***
Destekleyici ilişkiler kurmak uzun zaman alıyor.
Çok emek istiyor.
Dürüst ve açık iletişim kurmak, söylendiği kadar kolay değil.
Yüzeysel ilişkileri öğrendiğimiz ve kalabalıklar içinde yalnızlaştığımız zamanlarda olduğumuzu maalesef inkar edemiyoruz.
Hayattaki en büyük korkularının köküne inmeye cesaret eden bir insan, yalnızlık korkusunu, yolcuğun sonunda veya sonlara yakın bir noktasında mutlaka bulur diyor psikoloji kitapları.
Bu ara bu korku kendini hissettiriyorsa endişeye kapılma.
Evrenin sana anlatmaya çalıştığı bir hikaye var.
Onu duyman, anlaman iyi olur.
Hayatlarımızı anlamlandıran ilişkilerin vurgulandığı bu yeni ayda, kendi özgün doğamızı ortaya çıkarma çabalarına girişmek de bir ironi olacağa benzer.
Çünkü ilişkiler, çevre destekleyici olmaktan, insanı özünde olana doğru motive etmekten çok, kalıplara sokmaya ve engellemeye meyilli.
Çünkü herkes korkuyor.
Çünkü herkes sevdiklerini kendi kalıplarına, öğrendiklerine göre korumak istiyor.
Uzmanlık alanı psikoloji olan ve yazdığı sayısız muhteşem kitapla bana önemli bir hayat görüşü veren Engin Geçtan’ı okumayı çok severim.
Yeni ayın astrolojik analizini yaptığımda, “İnsan Olmak” isimli kitabından altını çizdiğim şu satırlar aklıma geldi:
“Bir insanın yalnızlığı, yalnızlığın boşluğuna ve ürkütücülüğüne karşı geliştirdiği savunma mekanizmalarıyla anlaşılabilir. Sürekli ve aşırı yemek yeme, anlamsızca ve sürekli bir şeyler satın alma, seçim yapmaksızın art arda film ya da TV izleme, amaçsızca vitrinleri izlemeyi alışkanlık haline getirme bunlar arasında sayılabilir.
Gerisinde, bir kaygının varlığı açıkça belli olan bu davranışların kapsamında ikinci bir insan ya da insanlar yoktur. Dolayısıyla umut da… “
Tanıdık geldi mi?
Öyleyse devam edelim.
Bu yeni ayda, gerçek olmayan bir ilişki kaybı yaşıyor veya ayrılma tercihi yapıyor olabilirsiniz.
Yaşamdaki korkularınızla yüzleşmenize neden olabilecek, önem verdiğiniz bir ilişkiyi kaybettiğinizi, kontrolün elinizden kaydığını da hissediyor olabilirsiniz. Endişe ve panik yaratma ihtimali yüksek bu durumun gerçek mi illüzyon mu olduğuna bakmadan köprüleri veya beyninizi yakmayın.
İlişkilerin dengelerinin, doğalarının değişmesi kadar sonlanması da hayata dair…
Önce bunu kabul etmek gerekiyor. Direnç sadece acı veriyor, yoruyor.
Konu her ne ise, kırgınlığı, hayal kırıklığını saldırmadan, açıkça ifade etmek; çözüm için iş birliği yapmak, gerçek bir ilişkinin temeli.
Gerçek ilişkiler ise hayatı anlamlandıran ve insanı mutlu kılan en önemli temel taşlardan.
Bu yeni ayda gerçek ilişkilerinize sahip çıkın.
İlişkilerinizin gerçekliği için elinizden gelenin en iyisini yapın.
Gerisi çözülür.
***
Yeni ayın bir diğer önemli teması ise, özgün doğamızı ortaya koymaya dair.
İnsan, kalabalığın ve hayatın akışına kapıldığında, uyuşuyor.
Hayat, tıpkı bir uyuşturucu gibi bağımlılık yapıyor, insanı esir alıyor.
Para kazanmak, başarı, mal-mülk, sosyallik peşinde koşarken insan kendi doğasına yabancılaşıyor.
Durup kendini dinlemiyor.
Anlamsızlık ve boşluk hisleri içinde, kendi özüne ihanet ederek günler geçiyor.
Her günümüz mutlu, tatmin dolu, keyifli ve anlamlı geçmiyor.
Çünkü kalıplar içinde öğretileni yaşarken, yaşadığımız şey bizim doğamıza uymuyor.
Bir ilkbahar çiçeği, diğer mevsimlerde ihtişamını ortaya koyamıyor.
Peki ya ilkbahar çiçeği olduğumuzun farkında değilsek; yaz mevsiminde düşe kalka yaşayamaya çalışıyorsak?
İnsan kendi özünden geleni dışarı çıkardığı anlarda, zaman yok oluyor.
Keyif, neşe, tatmin var oluyor.
Bakın hatasızlık, mükemmellik demiyorum.
Hatasıyla, eksiğiyle, her şeyiyle, kendi özünden geleni ifade ettiğinde, insan tam hissediyor.
En önemlisi, insan yaşadığını hissediyor.
Bu noktada çok önemli bir sorum var.
Yeni ayın en büyük vurgusu, bu soruyu cevapla ve bu yolda MUTLAKA adım at!
Soru şu: “Zamanın nasıl geçtiğini anlamadığın, kalbine heyecan veren, yapmayı sevdiğin neler var?”
Farkındaysanız soru çok iyi yaptığın, öğrendiğin, becerdiğin, denediğin demiyor.
Kalbine heyecan vereni soruyor.
Uzun süredir kendinden kopmuşsan, kalbine heyecan verenin ne olduğunu bile unutmuş olabilirsin.
Öğrenmişlik, ebeveynler, toplum, kalıplar, önemli ilişkiler, statü vb. genelde bu sorunun cevabını bulmayı engelliyor.
Gözünde büyümesin, insan biraz kendini dinlediğinde, farkındalığını kendine yönlendirdiğinde, çok geçmeden bu sorunun cevaplarını buluyor.
Astrolojik olarak da tam zamanı!
Tüm sıfatlarından sıyrılıp bu sorunun cevabını aramak istersen, bu ayki Yeni Ay Meditasyonumuzda tam da buraya odaklanacağız. Yeni ayın doğduğu günün, Salı gününün akşamında, saat 20:00’de.
Yerini ve malzemelerini hazırlamamız için BodyFit Nişantaşı’nı arayıp, ismini yazdırmana ihtiyacımız var: 0(212)232-77-01
Sevgiyle & Şefkatle,
Burcu Vurkaç
3 Şubat 2019, İstanbul